Need for Speed: Rivals İnceleme


Yarış oyunu denildi mi akla ilk gelen isim olan, inişli çıkışlı bir maziye sahip Need for Speed serisi tam gaz devam ediyor. Yakın zaman içerisinde filmiyle daha çok gündemde olan seri, Rivals ile adından söz ettirmeye çalıştı. Ancak gerek önceki Need for Speed oyunu Most Wanted’ın karışık eleştiriler alması; gerekse de oyunun, ekibin büyük bir kısmı yarış oyunu konusunda tecrübeli olsa da yeni bir stüdyo olan Ghost Games önderliğinde geliştirilmesi herkesin kafasında soru işaretleri bırakmıştı. Peki, kendini kanıtlama konusunda iddialı olan Ghost Games bu beklentileri nasıl bir cevap vermiş?
Need for Speed: Rivals’ın ana teması adından da anlaşılacağı üzere ‘rakipler’. Bir Need for Speed oyununda rakipler de haliyle yarışçılar ve polisler oluyor. Hikaye ise yarışçıların Redview County’yi kendilerine mesken seçmesiyle başlıyor. Biz de bu noktada hem yarışçı hem de polis olarak katılabiliyoruz. Oynanışa geçmeden önce az da olsa hikayeden bahsedeyim. Oyunda ilk Most Wanted’dakine benzer bir hikaye yok, fakat bölümlere ayrılan oyun sizi her bölümün başında hikaye kırıntılarıyla besliyor. Yarışçıysanız, yarışçıların o an neler hissettiklerini ve polise karşı olan tutku ile nefretlerini görebiliyor; polisseniz, halkın polislere karşı olan tutumunu ve yarışçıları alt etme isteklerini görebiliyorsunuz. Aslında hikaye oyunun ilk yarısında çok da bir şey ifade etmiyor. İlerleyen bölümlerdeyse hikayenin oynanışa ufak bir değişiklik getirmesi ve olayların büyümesiyle sizi bazen çok az da olsa gaza getirmeyi başarıyor.
“Önce Emniyet Kemerleri”
Hikaye bakımından vasatın altında olan Need for Speed: Rivals oynanıştaysa oldukça başarılı. Sürüş dinamikleri tahmin edileceği gibi arcade şeklinde hazırlanmış. Arabanın yol üzerindeki ağırlığını ve hız hissini sonuna kadar hissedebiliyorsunuz. Sürüş dinamiklerinin altından başarılı bir şekilde kalkan Ghost Games, oynanışa getirdiği yeniliklerle kendini farklı kılmayı da başarmış. Oyunumuz açık dünya ve arabaların canı bulunuyor. Arabanızın canı tükenecek olursa tamirciler vasıtasıyla arabanızı yenileyebiliyorsunuz. Ancak tamirci bulamaz ve arabanızın canı biterse yarışçılar için hiç de hoş şeyler olmuyor. Bu konuyu biraz daha açayım en iyisi.
Geliştirici ekip puan konusuna oldukça değişik bir şekilde yaklaşmış. yarışçı tarafındaysanız girdiğiniz yarışlardan ve hareketlerinizden puan kazanıyorsunuz. Puanınız belli bir noktadan sonra ikiyle-üçle ve daha da katlanarak çarpılmaya başlanıyor. Siz tam her şey ne kadar güzel derken peşinizdeki polislerin artması hiç de güzel şeylere yol açmıyor. Puanınızın katlanmaya başlamasıyla birlikte ‘heat’ adındaki polis seviyesi de artıyor. Bu da eğer polis peşinize düşecek olursa helikopterler, yol kapatmalar ve daha güçlü polisler sizi bekliyor demektir. Etrafta sık sık tamirci olmaması ve canınızın kolaylıkla azalması arabanızın parçalanmasına yol açabiliyor. Böyle bir şey olduğunda da puanınıza elveda diyebilirsiniz, çünkü hepsi sıfırlanıyor. Bu sistemi biraz Dark Souls’a benzettim. Oyun size ya risk alıp puanlarını katla ya da işini garantiye al ve azar azar kazan diyor. Yarış oyunları için değişik ve güzel bir sistem olmuş.

Polisler içinse ortam daha güvenli. Puanları katlama veya araba parçalanınca puanların sıfırlanması gibi dertleri yok kendilerinin. Peki “polisler nasıl para kazanıyor” diyecek olursanız da verecek cevabım“kazanmalarına ihtiyaçları yok ki” olurdu. Aslında ihtiyaçları var ama yarışçılara oranla daha az. Çünkü yarışçıların satın alabileceği arabaları var. Polislerse devletin malını kullandıkları için arabaları bedavadan kullanabiliyorlar. Ancak bu, hiç para harcamıyorlar demek de değil. Hem yarışçılarda hem de polislerde pursuit tech’ler bulunuyor. Pursuit tech’ler arabanıza eklenen teknolojik aletlerden ibaret. EMP, bayıltıcı mayın, şok dalgası gibi her iki tarafından da kullanabileceği pursuit tech’ler bulunurken; yarışçıların kullanabileceği turbo ve polislerin kullanabileceği yol kapatma, helikopter gibi eklentiler de bulunuyor. Pursuit tech’ler sayesinde yarışlar ve polis kovalamacaları daha heyecanlı geçiyor.
“Yalnız Bırakın Beni”
Her Need for Speed oyununda daha kapsamlı hale getirilen online özellikler Rivals’ta zirve noktasına ulaşmış. Oyuna girdiğiniz andan itibaren online dünya ile etkileşim içinde oluyorsunuz. Seçeneklerden oyunu tek kişilik moda alsanız bile online özellikleri hissedeceksiniz, çünkü oyunu durdurma diye bir şey yok. Niye online oynamak istemeyenlerin kısıtlanmasını engelleyecek bir özelliği koymamışlar anlayamadım? Acil durumlarda oyunu durdurmayı geçtim, haritayı açmak ve bir yeri işaretlemek için de start menüsünü açmak gerekiyor. Her seferinde arabayı durdurmak sinir bozucu olabiliyor.
Geliştiriciler bu sorunu giderebilmek için Most Wanted’daki EasyDrive seçeneğini eklemişler. kısayol tuşlarıyla etkileşime geçilen EasyDrive’dan yarış tekrarlama, en yakın saklanma ve tamirci yerini işaretleyebiliyorsunuz. Oyunu durdurma seçeneğinin olmayışı eksikliğini tam olarak kapatamasa da birazcık görmezden gelebiliyorsunuz.
Rakibi Alt Etmek için Ne Yapmak Gerekiyor?
Oyundaki modlar da Rivals konseptine uygun olarak tasarlanmış. Klasik yarışlar, polisten kaçma/yarışçı yakalama, zaman karşı yarış, hot pursuit (polisli yarış) gibi modlar yer alıyor. Bunlarla birlikte hikayede ilerlemek için bazı atamaları da yapmanız gerekiyor. Yeni bir bölüme geçtiğinizde oyun size üç ayrı şık sunuyor. Çoğunlukla birinde yarış, diğerinde çarpışma, sonuncusundaysa sürüş odaklı oluyor. Oyun stilinize hangisi daha çok uyuyorsa onu seçip hikayede daha hızlı ilerleyebiliyorsunuz. Bu atamalarda hem yarış yapmanız, hem de şu kadar kez polise çarp, pursuit tech kullan gibi challenge tarzı şeyler yapmanız isteniyor. Yapılması pek zor olmasa da bazen şehirde boş boş dolaşmanıza yol açtığı için atamalar sinir bozucu olabiliyor.
Underground’un özlemle alınan özelleştirme seçenekleri son NFS oyunlarındaki gibi tek tük bulunuyor. Araba firmalarıyla yaşanan anlaşmazlıktan dolayı olmadığını düşündüğümüz özelleştirmeler dış görünüşü etkilemese de arabanızın gücünü arttırıyor. Hız, hızlanma, güç, dayanıklılık ve kontrol gibi özelliklerinizi geliştirebiliyorsunuz. Bunların yanında boya, plaka gibi ufak tefek özellikleri değiştirme seçeneği de var.
“Bu Şehirde Bir Gariplik Var Ama”
Yazının başında da ufakça bahsettiğim üzere oyun Redview County’de geçiyor. Kırsal bir bölge olan Redview County tam anlamıyla bir yarış bölgesi. Hatta yarışların çeşitli ortamlarda geçmesi için gerçek dışı tasarlanmış. Oyunun dünyasında dört mevsimi birden yaşayabiliyorsunuz. İlkbahar bölgesi, yağmurluk bir orman, karlı dağlar ve hemen altında toz topraklı yollar… Kulağa olduğu kadar göze de saçma gelen bu durum en azından farklı yarış pistleri bakımından oldukça güzel olmuş.
Görsel anlamda Need for Speed serisinin en iyi oyunu olan Rivals bu neslin sınırlarını da zorluyor. Frostbite 3’ün gücünü arkasına alan oyun, grafik motorunun hakkını fazlasıyla vermiş. Etrafta uçuşan yapraklar ve tozlar gibi detaylar yeni nesli anımsatsa da teknik bakımdan oyunun eksiklikleri de yok değil. Arabayı son hız sürerken etrafta bazı arabaların kaybolması veya ortaya çıkması gibi durumlar can sıkıcı oluyor. Sesler de NFS serisine yakışacak şekilde hazırlanmış. Fakat müzikler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Elbette sevenler olacaktır, ama müzikler benim kulağıma hitap edemedi.
Sonuç

Hiç yorum yok: